воскресенье, 23 ноября 2014 г.

OSMANLI'YI YIKAN POLITIKA

-


NİGAR 
Türkler 117 devlet, 32 beylik, 17 hanlık, 16 imparatorluk, 10 cumhuriyet, 4 atabəylik kurdu.

        Yalnızca Osmanlı İmparatorluğu 624 yıl hüküm sürdü, 322 sene  dünyanın lider devleti olarak kaldı.
III Murat devrinde, yani 16’ıncı yüzyılda arazisi bugünkü Türkiye'den 25 kat daha büyüktü. (23 milyon 337 bin 600 km2).

         Bütün bu tarihi olgulara rağmen i dünyanın en büyük üç İmparatorluğu'ndan biri olan Osmanlı'nın neden yıkıldığını düşünmeden edemiyorum. Zaman zaman bunun cevabını az da olsa bulduğuma inanıyorum.

Bugünlerde Turhan Tan'ın''Hürrem''romanını okudum. Roma'nı okuduktan sonra, Osmanlı’nın yıkılmasında   tahminlerimin  pek de yanlış olmadığını gördüm.

Hürrem Sultan’ı  Türkiye’de bir televizyon kanalında yayınlanan , "Muhteşem Yüzyıl" dizisinden sonra  bilmeyen  yoktur sanırım…

 Sultan Süleyman'dan çok  , aşkı  uğruna her şeyi yapmaya  hazır olan  bir padişahı  ve bir   bu rus kızının entrikalarını anlatan bu diziyi  seve seve izleyen seyircilerden değilim.
Birkaç bölümden sonra da izlemeyi tamamen bıraktım. Zira reyting uğruna   şanlı tarihten çok   aşk ve entrikaların ön plana çıkarıldığı  bir kurmaca olarak algıladım.

                  Geçelim temel amaca.
                  Kitabı okudum. Kitap hakkında öyle geniş bilgi verme niyetim yok.

 Kitapta önemli ve tarihi bilgiler vardı. Bu yazımda kitapta dikkatimi çeken ve Osmanlı İmparatorluğu neden yok oldu sorusunun cevabını kısmen de olsa bana veren bölüme değineceğim

            Sultan Süleyman'ın hareminde 32 kadın var ki, (bu 32 kadın bizim bugüne kadar sözünü ettiğimiz zat değildir. Sultan Süleyman'ın eşleri-NB)  hepsi Avrupa'dan ve Rusya'dan ona hediye olarak gönderilmiş güzellerdi. Hiçbirinin de, soyu-sopu  belli değildi.  Sadece  Hıristiyan  oldukları ve saraya geldikten sonra padişahın isteği üzerine  İslam’ı kabul ettikleri bilinmektedir.
Hürrəm dışında… Çünkü kitapta  babasının papaz olduğu  yazılı. Dizde  herkesin Türk kadını olarak tanıdığı  Mahidevran  Sultan da  Kafkasya Rus’u.. Hürrəm!dən 10 yıl önce Süleyman'a hediye olarak gönderilmiş..

Neyse  yukarıda da dediğim gibi konudan uzaklaşmadan  gelelim amaca. Ve sorumun çok basit  olan cevabına.

Bugüne kadar okuduklarım ve araştırmlarıma dayanarak yazabilirim ki, hiçbir gücün, ordunun, silahın yıkamadığı Osmanlı'yı, Avrupa'nın ve Rusya'nın izlediği kadın politikası yok etti.  II. Pyotr da Rus kızların Müslüman erkekleriyle, özellikle Türk erkeğiyle evlenmesini açık şekilde vasiyet ediyordu.  O bununla hem nesillerinin tükenmeyceğini, hem de Türkdən doğan çocuğun Rus gibi büyüyerek dedelerinin elinde kalan toprakları geri alacağını düşünüyordu.
 Çünkü Türk’ü sadece Türk'ün yok edebileceğini  anlıyordu.

Koca dünyaya hükmedebilecek  Osmanlı'yı kadına olan nefsi yıktı. Bunu çok iyi bilen Osmanlı düşmanları da yürütdükləri kadın politikası sonucunda isteklerine nail oldular. Onlar  bununla yetinmeyip, bu siyaseti bugün de  devam ettirmektir.

Türk erkeğinininin kadına olan nefsi bugün de Avrupa, Amerika, Rusya’nın nüfus  artışında büyük rol oynuyor.
Nüfusu azaldığından  tehlike çanı çalani çalan ülkelerin zaman zaman Türklere sınırlarını açması, onları isle temin etmesi bunun bir örneğidir. Birileri düşünebilir ki, bunun neyi kötü?  Türk'ün sayısı artıyor ya diye. Ama madolyonun öteki yüzü  böyle değil.
Nitekim, bizim Azerbaycan Türkleri Rusya  halkının sayısını artırdı. Bizimkilerden doğan bebekler rus kimliğiylə büyütüldü.  366. alayın içinde Hocalı'ya getirildi, Yüzyılın en son katliamlarından biri yaptırıldı. Yani Türkü Türke kırdırdı. Eminim, bir gün başka kimlikler altında doğup-büyüyen Türk cocukları da Türkiyə üzerine yürütüləcək.

Not: Sadece Rusya'dan gelip Türkiye'de iş yapan veya alışveriş yapan kadınların Rusya'ya döndükten sonra dünyaya getirdikleri çocukların soyunu bir araştıralım. Küçük İvan’ların, Pyotr’ların hemen hepsi  Türk "yavruları" dır.
20.09.2011
Habername

Комментариев нет:

Отправить комментарий